Bugün Azerbaycan'ın Karabağ Zaferi'nin 4. Yıl dönümü, Ankara'da düzenlenecek "Selam Türk'ün Bayrağına" isimli konserle kutlanacak.
Oxu.Az'ın haberine göre konser programı 3 bin kişilik ATO Congresium'da Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı (TÜRKSOY), Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçiliği ve Ahmed Cevad Enstitüsü işbirliğiyle ile düzenlenecek. Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Devlet Opera Balesi ve TRT Çok Sesli Korosu'nun da yer aldığı 120 kişilik orkestra, Azerbaycan başta olmak üzere Türk dünyasının seçkin sanatçılarının katılımıyla konser verecek.
Konuya ilişkin basına açıklamasında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy, Karabağ Zaferi'nin Türk Dünyası için önemi ve programın detayları ile ilgili şu ifadelere yer verdi:
"8 Kasım ve Karabağ Zaferi neden önemlidir? 8 Kasım Karabağ Zaferi'nin seneyi devriyesi olduğu için önemlidir. Karabağ Zaferi son asır içerisinde Türk milletinin kaybetmiş olduğu bir toprağı yeniden kazanmasının başarısı ve seneyi devriyesi olduğu için önemlidir. 1974 Kıbrıs çıkarmasından sonra işgal edilmiş Türk toprağının yeniden ikinci kez Karabağ'da azad edilmesi, yeniden Azerbaycan Türklüğü ile barıştığı ve birleştiği için önemlidir. O sebeple Karabağ, harıbülbül sadece Azerbaycan Türklüğünün değil, tüm Türk dünyasının meselesidir. Bu başarının yeniden Türk ve Türk dünyası yüzyılında tüm Türk dünyasının övünç ve kahramanlık duyacağı bir zafer olduğu hakikatinin altını çizmek, bu coşkuyu Türkiye ve tüm Türk Dünyasıyla yaşamak istiyoruz."
Ersoy, Türkiye ve Azerbaycan'ın tarihi kardeşliğinden bahsetti:
"Ermenilerin büyük bir soykırıma tabi tutmuş olduğu yıllarda Osmanlı son dönem Genelkurmay Başkanlığı ve aklıyla birlikte en az 8-10 cephede mücadele verirken Kafkas İslam Ordularını Nuri Paşa komutasında Azerbaycan'a göndererek, Azerbaycan'daki kardeşlerinin hürriyetinin kazanılmasına ve orada bağımsız Azerbaycan devletinin kurulmasına, "bir kere kalkan bayrak bir daha inmez" anlayışıyla bayrak kaldırılmasına vesile olan bir arka planı vardır. Tabii bu karşılıksız kalmamıştır. Bizim milli mücadelemizde, öncesinde, sonrasında Azerbaycan da buna mukabeleyle karşılık vermiştir. O dönem içerisinde teslim edilmiş değerli varlıklarla, o dönemki petrollerle, altınlarla Atatürk'ün talebiyle beraber milli mücadele Azerbaycan tarafından desteklenmiştir. Atatürk'ün "milli mücadeleden sonra borcumuzu öderiz" diye ifade ettiği, karşılığında "biz kardeşiz, kardeşin kardeşe borcu olmaz." denilen... Bu tarihi arka plan 70 yıllık Sovyet esaretinden sonraki süreçte 91-92'li yıllardaki bağımsızlık hareketiyle beraber yeniden Azerbaycan Bağımsız Cumhuriyeti kurulmuştur. Ama eş zamanlı olarak Ermeni zulmü bu kez de Hocalı katliamı olarak karşısına çıkmıştır Azerbaycan'ın."
İkinci Karabağ Savaşı'na değinen Ersoy, "Şartların oluştuğu, yeniden tarihin doğrulup dirildiği, Türk devleti ile Azerbaycan devletinin ortak ufkunun ve kardeşliğinin sonucu Azerbaycan Genelkurmayının stratejik aklıyla önemli mücadeleler veren Azerbaycan ordusunun kahramanlığı ile beraber İkinci Karabağ Zaferi büyük bir başarıyla Türk dünyasının başarısı olmuştur.", dedi.
Ersoy aynı zamanda Karabağ Zaferi'nin mücadelesinde şehadet şerbetini içmiş tüm şehitlere Allah'tan rahmet dileyerek, "Onların verdikleri emeklerin bugünü ortaya koyduğu gerçeğini unutmamak lazım. Şehitlerimize mahcup olmamak için onların şehadet dilekçesine uygun bir vatanı imar etmek, yeniden inşa etmek sorumluluğumuz olsun." İfadelerini kullandı.
Azerbaycan ve Türkiye'nin kuruluş mefkuresinin de birbirine bağlı ve aynı olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Ruhi Ersoy, şunları kaydetti:
"Azerbaycan'ın fikir babası kabul edilen ve Azerbaycan bayrağındaki kırmızıyı, yeşili, ortaya koyan maviyi "Türkleşmek, İslamlaşmak, muasırlaşmak" diye ifade eden Hüseyinzade Ali Bey bir Türk mütefekkiri, Türk aydınıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün benim fikir babam dediği Ziya Gökalp "Türkleşmek, İslamlaşmak, muasırlaşmak" mefkuresini Hüseyinzade Ali Bey'den etkilenerek almıştır. Ziya Gökalp, Hüseyinzade Ali Bey için, "Benim yolbaşçımdır, yol gösterendir, mefkure babamdır" demiştir. Dolayısıyla hem Azerbaycan devletinin kuruluşundaki Türkleşmek, İslamlaşmak, muasırlaşmak ülküsü hem de Ziya Gökalp referanslı, milliyetçi, Türk devletinin kurulmasındaki Gazi Mustafa Kemal'in ilham almış olduğu Ziya Gökalp ile aynı kaynaktan beslenmişlerdir. Dolayısıyla Azerbaycan Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunda da birbirleriyle benzer mefkure birliğine sahiptir. O sebeple bu kader birliğimizin sadece şartların ürettiği dönemsel bir birliktelik olduğunu değil, bu tarihi kökler üzerinden geleceğini inşa etme ülkümüzü hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor."