Türkiye'nin gündemini uzun süredir meşgul eden ve kamuoyunda büyük infial yaratan Yenidoğan Çetesi skandalında nihayet hesap vakti geldi.
SGK'dan haksız kazanç elde etmek için masum bebeklerin hayatını hiçe sayan vicdansız çete üyeleri yarın hakim karşısına çıkacak.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, çetenin 19 sağlık kuruluşunda faaliyet gösterdiği ve 10 bebeğin ölümüne sebep olduğu belirtildi. Fırat Sarı liderliğindeki suç örgütünün asıl amacının, işletmesini devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin doluluk oranını artırarak SGK'dan haksız kazanç elde etmek olduğu vurgulandı.
İddianamede yer alan 47 sanığın büyük çoğunluğunun sağlık çalışanı olduğu dikkat çekti. Çete üyelerinin hastaların durumunu olduğundan daha ağır göstererek evrak sahteciliği yaptığı, böylece SGK'dan daha fazla ödeme aldığı kaydedildi. Ayrıca bazı hasta yakınlarından da "ekstra ücret" adı altında para toplandığı belirtildi.
Yenidoğan Çetesi'nin 112 acil sistemi devre dışı bırakarak bebek hastaları kendi hastanelerine yönlendirdiği, burada amaçlarının bebeklerin sağlığı değil maddi çıkar sağlamak olduğu vurgulandı. Yetersiz hijyen koşulları ve enfeksiyon riskinin bebeklerin hayatını tehlikeye attığı, hatta bazı bebeklerin hayatını kaybetmesine yol açtığı kaydedildi.
Örgütün az sayıda doktorla çok sayıda hastaneye hizmet vermeye çalıştığı, bu nedenle sağlık hizmetinin esas olarak hemşire ve hemşire yardımcıları tarafından verildiği belirtildi. Bunun da bebek ölümlerinin artmasına yol açtığı ifade edildi.
Tapelerde yer alan "TPN tüketimini azaltın" şeklindeki talimatlar, çetenin ve hastane yönetimlerinin maddi çıkar uğruna bebekleri yeterli beslemediğini gözler önüne serdi. Bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra ciddi kilo kaybı yaşadığı kaydedildi.
İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.
Türkiye Gazetesi
Görüşler